Ahimsa (Sanskrit: अहिंसा, Pāli:avihiṃsā) (“merhamet”), genel olarak şiddete başvurmama, saldırmama, zarar vermeme anlamına gelen kadim bir Hint şiddetsizlik ilkesi olup Hinduizm, Budizm ve Jainizm inanç sistemlerinde önemli bir erdemdir.

Şiddet sadece bizim anladığımız anlamda fiziksel şiddet değildir. Şiddet sözlü, fiziksel, şiddet duyularla ve hislerle olabilir. Ahimsa prensibi şiddet karşıtlığı, sakinlik, öldürmeme anlamını taşır ve aynı zamanda bu yasayı uygulamak başkalarına karşı iyi, nazik, arkadaşca ve düşünceli davranmak da demektir. İcra edilen eylemler başkalarının kişisel gelişimine yardım etmeli ve bütün varlıkların iyiliğine hizmet etmelidir.

Bu felsefenin başlıca prensibi, kişiyi yaşayan her hangi bir canlıya fiziksel, ruhsal ya da duygusal olarak zarar vermekten uzak tutmaktır.  Ayrıca, birey düşüncelerinde, sözlerinde ve hareketlerinde de her türlü şiddetten kaçınmalıdır, çünkü şiddet insanın zekâsını negatif yönde etkileyerek gelişmesini engellemektedir.

Günümüzde ne yazık ki Ahimsa’yı savunan grupların bile zaman zaman Ahimsa’nın temel ilkelerinden koptuğunu gözlemleyebiliyoruz. Mesela, veganların veganizmi savunurken şiddet diline başvurmaları gibi… Oysa veganizmin özünde yatan Ahimsa, düşüncede ve dilde de şiddetsiz olmayı savunmaktadır. Bir kişiyi vegan olmaya davet ederken et yediği için “katil, cani, vahşi” gibi etiketlerle yaftalamak şiddeti doğurduğu gibi toplumdaki vegan algısını zedelemekte ve karşıt duruş oluşturmaktadır.

Ahimsayı uygularken zorlanabileceğimiz alanlardan biri ise fiziksel,sözel ya da düşünce olarak kötülüğe ve de şiddete maruz kaldığımız anlardır. Böyle durumlarda verdiğimiz ilk tepki fiziksel ya da sözel şiddet olur genelde. Ya da en masum hali ile maruz kaldığımız bu durum karşısında kendimizi suçlayarak öz şefkatimizi kaybederiz. İşte böyle durumlarda Ahimsa bir yol göstericidir. Bu olayı dışardan bir gözle izlememizi ve varoluştaki yerini anlamamızı sağlar. Karmik düzende şiddeti uygulayan ve şiddete maruz kalanın edinimlerini fark etmemiz için yardımcı olur. Eylemsizlik bazen yapılabilecek en büyük eylemdir. Tabii ki toplumsal şiddet , kadına ve hayvanlara karşı işlenen suçlar karşısında sessiz kalmak değil bu bahsedilen eylemsizlik. Ancak hak savunurken başka bir şiddeti doğurmamak ve bu şiddet çarkının işlemesine katkı sağlamamak… Kadın haklarını savunurken ve kadına şiddete karşı dururken eril ve yaftalayıcı bir dil kullanmamak örneğin… Ya da toplumdaki şiddetin temel sebebini araştırarak bunu düzeltmek için katılımcı olmak…

Peki Nasıl?

Önce iletişimdeki şiddeti fark ederek ve değiştirmek için adım atarak başlayabilirsin bu yolculuğa. Bunun için şiddetsiz iletişim kitaplarından yararlanabilir ya da  Udemy‘de yer alan Şiddetsiz İletişim 101  kursuna kayıt olabilirsin.